Yunanistan’da can kayıplarına neden olan ‘Batı Nil Virüsü’ ile ilgili uzmanlardan ikaz geldi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Erdal Polat, “Türkiye’ye yurt dışından gelen sivrisineğin yaşaması için çoğalamaması için hiçbir sorun yok. Bunlar gemilerle, uçaklarla gidip gelebiliyorlar” dedi. Prof. Dr. Kenan Midilli ise, “İstanbul’da daha evvel görülmüş olaylar var. Ana taşıyıcı sivrisinek tipi olan kuleks. Kapı ve pencerelerden girişlerini engelleyecek sistemler kullanılmalı ve uzun kollu giyinilmeli. Bu virüsün aşısı ve tesirli bir antiviral casus yok” diye konuştu.
Sivrisineklerle bulaşan Batı Nil Virüsü, Yunanistan’da 10’dan fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olurken, uzmanlar virüsün göçmen kuşlarla Türkiye’ye taşınabileceği uyarısı yaptı. Uzmanlar, Batı Nil Virüsüne ‘Kuleks’ çeşidi sivrisineklerin vektörlük yaptığını belirterek, bunların göçmen kuşlar, uçak ve gemilerle taşınabileceğini belirtti. Şimdi aşısı ve test prosedürü olmayan Batı Nil Virüsü’nden korunmak için sivrisinek ısırıklarına karşı tedbir alınması gerektiğini belirten uzmanlar, konutlarda sinek kovucular kullanılması, uzun kollu giyinilmesi teklifinde bulundu.
“Uzun kollu kıyafetler giyinmeli”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Viroloji Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Kenan Midilli, Batı Nil Virüsü’ne yakalanan şahısların birçoklarında belirti görülmediğini belirterek “İstanbul’da daha evvel görülmüş olaylar var. Ana taşıyıcısı bir sivrisinek çeşidi olan kuleks. Olağanda virüs sivrisinekler ve kuşlar ortasında görülüyor. İnsanların yüzde 80’inde belirti göstermiyor. Lakin yüzde 20 beşerde yüksek ateş, kırıklık, halsizlik, kusma, baş ağrısı, bedende döküntüler oluşuyor. 2-6 gün ortasında değişen bir hastalık mühleti var. Bu mevzuda yapılacak testler var. Antikor testi yapılabilir. Bulaşan şahısların 150’de birinde ağır hastalıklar oluşuyor. Hudut sistemi tutulması oluşuyor. Hudut sistemi tutulumu daha çok çocuklarda ve 50 yaşın üzerinde görülüyor. Kronik alkol kullanımı, altta yatan öteki hastalıklar, diyabet, hipertansiyon da riskli kümeler ortasında. Kovid-19’dan hatırlayacağımız risk faktörleri, çocuk kısmı hariç, geçerli. Açık alandaki aktivitelerde ısırması daha kolay oluyor. Sivrisinek popülasyonunu azaltacak prosedürler var. Ancak şahsî olarak sivrisineklere maruz kalmaktan kaçınmalıyız. Kapı ve pencerelerden girişlerini engelleyecek yollar kullanılmalı, sinek kovucuları kullanılmalı, uzun kollu giyinilmeli. Bu virüsün aşısı ve tesirli bir antiviral casus yok” dedi.
“Göç aylarında eylül-ekim’den mayıs-haziran’a kadar görülebilecek”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Klâsik ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erdal Polat ise, Batı Nil Virüsü’nü bulaştıran ‘Kuleks’ çeşidi sivrisineklerin İstanbul’da en fazla bulunan cins olduğunu söz ederek, “İstanbul’a gelir, hiç kuşkunuz olmasın. Zira bunlar göçmen kuşlarla taşınan sivrisineklerin de vektörlüğünü yaptığı, virüs enfeksiyonu dediğimiz bir enfeksiyon çeşidi. Hastalık Batı Nil Virüsü olarak isimlendirilir. Bilhassa göçmen kuşların göç ayları Eylül, Ekim ile Mayıs ve Haziran’a kadar görülebilecek. İstanbul’da şu an bildiğim kadarıyla bildirilen bir olay yok ancak, olabilir. Kimileri, bilhassa ‘Aedes’ tipi üzerinde durarak yanlış yapıyor. Kuleks aslında virüs enfeksiyonu bulaştıran, İstanbul’un da florasını oluşturan sivrisinek çeşididir. Nerede var? Silivri’de, Belgrad ormanlarında var. Başakşehir’den Karadeniz’e açıldıkça, Riva’da vardır. Sivrisinekler buna vektörlük yapıp insanlara bulaştırıyor. Bilhassa üredikleri alanlar, bu dingin tatlı sulardır. Aedes bilhassa ormanlık alanda, yağmur yağdıktan sonra ağaç kabuklarında biriken sularda görülüyor. Kullanılmayan lastiklerin içerisinde biriken sularda ürerler. Ancak asıl Kuleks’in özelliği her ortamda ürüyor. Lağım çukurlarında bile ürüyorlar. Kanalizasyonda bile yürüyen bir sinek tipidir ki, onun için İstanbul’da menenjite neden oluyor. Biliyorsunuz menenjit hastalığının en son basamağıdır. Bununla birlikte nörolojik birtakım bulgulara neden olabiliyor” diye konuştu.
“Dünyadakiler ile genetik farkları yok”
Doç. Dr. Erdal Polat, virüse karşı tedavi yolu olmadığını belirterek, “Dünya bunu başaramadı. 1936’da bulunmuş bir virüs çeşidi, dünyada yayılıyor. Kimse bunun üstesinden gelemedi. Biz bunu yok edebilir miyiz? Kusura bakmayın o denli bir sistem yok. Sivrisinek gayretinde yollardan biri o ülkeye girişini engellemek. O denli bir talihiniz yok. Türkiye’ye yurt dışından gelen sivrisineğin yaşaması, çoğalamaması için hiçbir neden yok. Zira ortam, sıcaklık, şartlar uygun. Bunlar gemilerle, uçaklarla gelebiliyorlar. Çabucak çabucak genetik olarak hiçbirinde fark yok. Beni ısıran, kanımı emen sivrisinekleri toplayıp, çeşidine bakıyorum. Benim evimdeki sineklerden Kuleks çıktı” diye konuştu.
TIKLAYIN – Yunanistan’da Batı Nil Virüsü’nden 11 kişi hayatını kaybetti
Batı Nil Virüsü nedir, nasıl bulaşır, virüsün belirtileri neler?