4 soruda Merkez’in faiz kararı

Merkez Bankası’nın (TCMB) yarın açıklayacağı faiz kararı öncesinde İngiliz haber ajansı Reuters dikkat çeken bir analize yer verdi.

TCMB’nin yarın faiz indirimlerine devam etmesinin beklendiğini, bu adımın muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından alkışlanacağını belirten ajans, “Ancak analistler faiz indiriminin enflasyonun daha da artmasına neden olabileceği ve TL’nin ölümünü hızlandırabileceği uyarısında bulunuyor” dedi.

Tommy Wilkes ve Jonathan Spicer imzasıyla yayımlanan analizde, son iki ayda TCMB’nin toplam 300 baz puanlık faiz indirimi yaptığı ve dolar/TL’nin 10 seviyesini aştığı belirtilerek şu soru ve yanıtlara yer verildi.

1- MERKEZ BANKASI NE YAPACAK?

Reuters anketine göre, TCMB’nin politika faizini 100 puan indirerek yüzde 15’e çekmesi bekleniyor.

Enflasyon iki buçuk yılın zirvesindeyken, analistler ekim enflasyonunun beklentilerin altında kalmasıyla faiz indirimi ihtimalinin arttığını belirtiyor. Bazı analistler ise TL’deki son değer kayıplarının, bankanın elini tutmasına neden olabileceğini söylüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizin sebep enflasyonun netice olduğu yönünde geleneksel olmayan görüşü savunuyor ve 20 ayda üç TCMB Başkanını politikalara dair anlaşmazlıklar nedeniyle kovdu.

Mart ayında atanan TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, birkaç ay kullandığı şahin sözlerine eylül ayında son verdi ve gevşemeye zemin hazırladı. Banka, geçen ayki kararında yıl sonuna kadar ek parasal gevşeme için sınırlı olan kaldığını kabul etti.

Öte yandan, son faiz indirimleri, bankanın bağımsızlığına dair kalan son yatırımcı güvenini de yok etti.

Kendini faiz düşmanı olarak tanımlayan Erdoğan, gözlerini en geç 2023 ortasında yapılacak seçimlere dikmiş durumda. Anketlerde popülaritesi giderek azalırken pragmatik lider Erdoğan, parasal teşvik için yaptığı baskıyı yeniden düşünebilir veya liradaki sıkıntıya rağmen geri adım atmayı reddedebilir.

2- BU OYUNU DAHA NE KADAR OYNAYABİLİR?

Analistler, çift haneli enflasyona ve değer kaybeden para birimine rağmen faizleri indirmenin tehlikeli olduğunu söylüyor.

İsveç merkezli banka Handelsbanken’in kıdemli ekonomisti Erik Meyersson, “Yakın zamanda Türkiye’de belirgin bir politika değişikliği olmazsa, ülke 2018’den bu yana üçüncü kur krizine doğru gidiyor görünüyor” dedi.

Döviz rezervleri azaldığı için Türkiye, para birimini savunmak için geçtiğimiz yıllara kıyasla çok daha az mühimmata sahip. 2019’da TCMB’nin 4,5 aylık ithalatı karşılayacak rezervi varken, bu rakam 2021’in ikinci çeyreğinde 3 aya kadar geriledi.

Öte yandan, ABD Merkez Bankası (Fed) dahil olmak üzere dünya genelinde merkez bankaları enflasyonu frenlemek üzere sıkılaşmaya hazırlanırken, Türkiye faizi çok daha fazla indiremeyebilir.

“Mevcut politikanın sürdürülebilir olduğunu düşünmüyoruz ve faiz oranlarının er geç artırılması gerekecek” diyen Goldman Sachs analistleri, TCMB’nin politika faizinin yıl sonuna kadar yüzde 15’e düşmesini ve 2022’nin ikinci yarısında 300 baz puan faiz artışına gidilmesini öngörüyor

Bir diğer risk, Türkiye’nin ödemesi gereken yüklü kısa vadeli dolar cinsi borç.

3- ENFLASYON NEREYE GİDİYOR?

Ekimde yıllık enflasyon yüzde 19,89’a yükseldi. Bu rakam, TCMB’nin hedefinin dört katı ancak banka fiyat baskılarının geçici olduğunu savunuyor.

Politika yapıcılar son dönemde vurguyu, yüzde 16,83 seviyesinde olan çekirdek enflasyona kaydırdı.

Pandemi sonrası artan talep kaynaklı küresel baskılar, tedarik zincirindeki bozulmalar ve enerji fiyatındaki yükseliş, zayıf liradan kaynaklı baskıları daha da artırdı.

Üretici enflasyonu ekimde yüzde 46,31’e yükseldi ve bu durum enflasyonun birkaç ay daha yüksek kalacağına işaret ediyor. Deutsche Bank, 2022’nin ilk yarısında enflasyonun yüzde 20’nin üzerinde kalacağını ve 2022 sonunda yüzde 16 olacağını öngörüyor.

4- ERDOĞAN’IN SON OYUNU NE?

Artan enflasyon ve değeri azalan lira, Türk tüketicileri sert şekilde vurdu ve kazançlarını eritti. Bu durum, partisi güçlü bir ekonomi ve refah sağlayarak kazandığı itibarla 19 yıldır iktidarda olan Erdoğan’ı sinirlendirdi.

Erdoğan’ın oynadığı kumara göre, faiz indirimleri kredileri, ihracatı ve istihdamı teşvik ederek ekonomiyi büyütecek. Ekonomistler, şirketlerin yüksek dış borçları nedeniyle TL’deki değer kaybının ihracata yaramasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir