Emekliler, maaşlarına yapılan yüzde 30 oranındaki artırıma reaksiyon gösterdi. Ankaralı 79 yaşındaki emekli memur Mehmet Kahraman, “En düşük emekli maaşının en az 10 bin lira alması gerekir. 3 bin 500 lira ile vatandaş nasıl geçinsin? Soruyorum size hangi vatandaş geçinebilir? Bu insanlık değil ki, ömür da değil. Biz hırsızlık yapmadık, yolsuzluk yapmadık. Alın teriyle çalıştık, alın terimizi istiyoruz. Yazıklar olsun, ne alıyoruz?” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, memur ve emeklilere yüzde 30 artırım yapılacağını, en düşük emekli maaşının 5 bin 500 liraya çıkarılacağını açıklamıştı. Ankara’da emekliler, artırım oranına reaksiyon gösterdi. Yaşadıkları ezaları anlatan emekli Mehmet Kahraman, şöyle konuştu:
“Biz hırsızlık yapmadık, yolsuzluk yapmadık”
“İsmim Mehmet Kahraman, 1943 doğumluyum, 79 yaşındayım, 34 yıllık emekliyim. Üstün emekli dediler, bütün emeklilik haklarımızı elimizden aldılar. Şimdiki hükümetten şunu istiyorum, intibak yasası çıkarsın en düşük emekli maaşının en az 10 bin lira alması gerekir. 3 bin 500 lira ile vatandaş nasıl geçinsin? Soruyorum size hangi vatandaş geçinebilir? Bu insanlık değil ki, ömür da değil. Hastaneye gidiyorsun dört çeşit para alıyor. Doktor ücreti, muayene ücret, fatura fiyatı, artı eczane farkı. Geçen ay hastaneye gittim 183 lira ilaç farkı verdim. Hangi maddede var bu, hangi ülkede var, hangi kurumda var? Yazıklar olsun ya, ben 40 sene bilfiil hizmet verdim. 25 sene emekli oldum Türkiye Elektrik Kurumu’ndan, beş sene de muhteşem emeklilik yasası diye bizden para aldılar. Yazıklar olsun bu memlekete, nasıl bu memleket bu hale getirildi? Biz hırsızlık yapmadık, yolsuzluk yapmadık. Alın teriyle çalıştık. Alın terimizi istiyoruz. Bugün emekliye ne verdi ya, yazıklar olsun. Pazara gidiyorsun 500 lirayla domates, soğan, patates alıyoruz.”
“Oğlumun dayanağı olmasa geçinemeyeceğim”
“Oğlumun takviyesi olmasa geçinemeyeceğim” diye konuşan onkoloji hastası emekli vatandaş şunları söyledi:
“Oğlumun dayanağı olmasa geçinemeyeceğim. 2002’de minimum fiyat 7 çeyrek altın alıyordu, artık 4,5 alıyor. Yani o hesaba nazaran en az 13 bin lira olması lazım taban fiyatın, bir öteki sarayın bütçesi yüzde 80 artırılıyor. Vergiler yüzde 120’nin üzerinde artırılıyor. O vakit emekliye de o kadar versinler, emekliye niçin yüzde 25-30 veriyorlar? Geçinmek sahiden çok güç. Yani 5 bin lira, 6 bin lira ile geçinen beşerler ya çocuklarından takviye alıyor ya öteki bir yan geliri var.
“Emekli maaşım 6 bin liranın altında, analiz parası bin 100 lira”
Ben onkoloji hastasıyım, Gazi Hastanesi’ne gittim, denetimim vardı. Çantam ilaç dolu kardeşim, göstereyim. Gazi Hastanesi’nde yapılması gereken bir analizim orada yapılmıyor. Artık gittim burada bir laboratuvara bin 100 lira, devlete 25 sene prim ödedim. Benim bir analizimi yapmıyor, dışarıya gönderiyor hastane, hastanedekilerin bir cürmü yok, yapılmıyor orada, dışarıda artık gittim bin 100 lira, emekli maaşım 6 bin liranın altında, 5800 lira falan olacak herhalde.”
“Televizyonun ışığıyla sabaha kadar karanlıkta oturuyoruz”
Çocukların yardımıyla geçindiğini belirten bir emekli vatandaş ise şunları söyledi:
“Onların da çocuğu var, okuyan insanları var. Mecburen kesip kendi şeylerinden bana yardımcı oluyorlar. Çok güç durumdayız. Bu parayla geçim imkânı olur mu, mümkün mü? 995 lira doğalgaz yatırdım. İçtenlikle oturuyorum battaniyeyle oturuyorum. Dokuzda ışığı kapatıyorum, televizyonun ışığıyla sabaha kadar karanlıkta oturuyoruz. İşte geçimimiz bu.”
“Markete gittiğimiz vakit elimiz boş dönüyoruz”
Bir öteki emekli vatandaş ise şöyle kaygı yandı:
“Ben devlet memurluğundan birinci dereceden şube müdürü olarak emekli oldum çok sıkıntı geçiniyorum. Bakın birinci dereceden ve şube müdürü olarak emekli oldum. Buna karşın ben çok sıkıntı geçiniyorum. Benim etrafımda çocuklarıma yardım etmek zorundayım ben, zira onlar işsiz çalışamıyorlar. Bu yüzde 30 değil, şunu bir sefer kabul etmemiz lazım, bakın minimum fiyat 8500, emekli olan 8500’ün altında alıyor. Yani emekli bir kişi minimum fiyatın altında geçinmeye zorlanıyor. Biz markete gittiğimiz vakit elimiz boş dönüyoruz. Bir şey alamıyoruz. Ben kahvaltıda peynirimi, yağımı, tereyağımı korumak istemiyor muyum? Kimileri üç beş maaşla rahatlıkla geçiniyorlar. Her şey ellerinde, ellerinin altında, bırakın biz de birazcık soframıza bir şeyler koyalım”
“Hadi gel de geçin”
Bir emekli de “Evim kira olsa ne yapardım” diyerek şunları söyledi:
“Eski emeklilerle benim aramda 500 lira fark vardı. Artık yapılan artırımlarda 2000 lira fark, yani 1500 lira daha benim cebimden aldı eski maaşımdan aldı. Geçinmenin yolu nasıl olacak burada? Devlet 1500 lira aldı benden, yarın doğal gaza da artırım gelecek, elektriğe de artırım gelecek, verdiği maaştan fazlası daha çıkacak. Düzgün ki çoluğum çocuğum evli, evlendiler işleri güçleri var. O da olmasaydı, konutum de kira değil, kira olsa ne yapardım ben? Yani insanlara bakıyorum, kira verenlere bakıyorum içler acısı. Fiyat yerinde durmuyor, markete gidiyorsun bir gün bir bakıyorsun ya 5 lira ya 10 lira üstüne koymuşlar. Emekli artırımı gelmeden evvel markete gittim bir peynire 50 lira artırım gelmiş, haydi gel de geçin.”
“Yüzde 30’luk ya da yüzde 25’lik maaşı kabul etmiyorum”
En yüksek devlet memuru maaşı üzerinden emekli olduğunu belirten bir vatandaş ise yapılan artırıma şu sözlerle reaksiyon gösterdi:
“Memur emeklisiyim, bundan daha evvelki yıllarda minimum fiyatın yüzde 40 fazlasını alırken, artık yüzde 30 gerisinde kaldık. Ben en yüksek devlet memuru maaşı üzerinden prim ödedim. Ben yüzde 30’luk ya da yüzde 25’lik maaşı kabul etmiyorum.”
“Emekliye bir sadaka veren yok mu?”
Babasından ve eşinden kalan iki emekli maaşıyla geçinmeye çalışan Selma Solmaz isimli bir vatandaş ise Güvenpark’ta ‘Emekliye sadaka’ diyerek tek kişilik hareket yaptı. Solmaz’ın konuşması sırasında polis imaj alınmasını engellemeye çalıştı. Geçinemediğini belirten Selma Solmaz, şunları söyledi:
“Emekliye sadaka, bir sadaka veren yok mu? Emekli maaşım var oğlum, iki tane emekli maaşım var ancak bir minimum fiyat etmiyor iki emekli maaşım. 2600 lira birinden alıyordum, 3600 lira birinden alıyordum. Artık çıktı biri 4 bin 600’a biri çıktı 3 bin 200’e nasıl geçineyim Allah razı olsun? İki çocuk okutuyorum, iki mesken var iki kira veriyorum. İki faturalı meskenin faturalarıyla hiç param yetmiyor. Eş dost ne verirse onunla geçinmeye çalışıyorum öteki yok. Şu son 8 ayda rezillik, kepazelik ondan evvel tekrar yönetim ediyorduk.” (ANKA)